Bugün, 5 Ekim 2024 Cumartesi

Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şubesi Başkanı İsa Kayadan, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı

Başkan Kayadan yayınlamış olduğu mesajında:

GÜNDEM 26.08.2024 23:58:00 0
Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şubesi Başkanı İsa Kayadan, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı

“1. Dünya Savaşı galibi İtilaf Devletleri, 30 Ekim 1918’de Osmanlı Sarayı

temsilcilerine imzalattıkları Mondros Mütarekesi ile fiilen devletsiz bıraktıkları Türk

Milleti’ni vatansız da bırakarak Asya steplerine sürmek ve yok etmek amacıyla bir

yandan yurdun dört bir yöresini işgal etmişler, bir yandan ordularını dağıtıp silahlarına

el koymuşlar, bir yandan da donatıp destekledikleri Yunan ordusunu 15 Mayıs

1919’da İzmir’e çıkarıp Polatlı önlerine kadar sürmüşlerdi. Ama tıpkı 4 yıl önce

Çanakkale’de olduğu gibi yine Mustafa Kemal Paşa’yı ve Türk Milleti’nin söz konusu

vatan olduğunda neler yapabileceğini unutmuşlardı.

Emperyalizmi Çanakkale’de yenip savaşı 3 yıl uzatarak dünya tarihinin akışını

değiştiren Mustafa Kemal Paşa ve Mehmetçik, bir yıl önce Sakarya’da durdurdukları

düşmanı “Vatanın harim-i ismetinde boğmak” için 26 Ağustos 1922 sabahının ilk

ışıklarını bekliyorlardı.

Onlar 3 yıl 3 aydır inandıkları zafere ulaşmak için dakikaları sayarken tersini

bekleyenler de vardı tabii, hem de pek çok... 239 yıldır taarruz savaşı yapmamış Türk

Ordusu’nun kazanmasının olanaksız olduğunu söyleyenler de vardı, Başkomutanı

maceracı, yaptığı taarruz planını aşırı riskli bulanlar da. İstanbul’da, Ankara’da, hatta

kurduğu mecliste yenilgi haberini hevesle bekleyen muhalifler de vardı, “Keşke Yunan

kazansa” diye duaya çökmüş alçaklar da. Mütareke Basını’nın “Asıl kafası ezilecek

eşkıya Ankara’daki Kemalistlerdir” diyen şeref yoksunu vatansızları da vardı, Teali-i

İslam, İngiliz Muhipleri gibi işbirlikçi cemiyetlerde örgütlenmiş halkın kutsal din

duygularını kullanarak emperyalist işgale direnişini kırmak için canhıraş çalışan şeriatçı

yobazlar, sarıklı cübbeli hainler de... Nazım’ın “ Ateşi ve ihaneti gördük…” dediği

günlerdi…

Ama Mustafa Kemal’in Ulusuna güveni tamdı. Bandırma Vapuru’na adımını

attığından beri zafere ulaşacağından zerre kuşkusu yoktu. O kadar yoktu ki, Büyük

Taarruz öncesi yaptığı son toplantıda komutanlara “Bütün sorumluluk benim,

‘Hücum’ emrini verip kamçımı indirdiğimden 15 gün sonra İzmir’deyiz.” diye garanti

veriyor, 14 gün sonra 8 Eylül akşamı, Belkahve’de İsmet Paşa’ya “Bir gün yanıldım

İsmet. Bu kadar hızlı kaçacaklarını hesaplayamamışım.” diyordu.

 

Büyük Taarruz, Türk Tarihi’nin en ağır bedeller ödenerek yazılmış en şerefli

sayfası, taarruz planı da en cesur, en akıl, bilim ve deneyime dayalı, en dâhiyane

planıdır, dense yeridir.

İnebolu’dan yükledikleri kutsal emanetleriyle “Ayın altında Akşehir üstünden

Afyon’a doğru” giden dünyanın ilk ve tek kağnı taburlarını yöneten yiğit Anadolu

kadınlarının, Ilgaz dağlarında donarak şehit düşen Şerife Bacıların, Demirci

Akıncıları’ndan Gördesli Makbulelerin, Kara Fatmaların, Çete Emir Ayşe Efelerin,

Çiğiltepe’yi söz verdiği saatte ele geçirememeyi gururuna yediremediği için yaşamına

son veren Albay Reşat Çiğiltepelerin, sıtma krizi geçirirken Yunan hatlarının gerisine

sarkan Süvari Kolordusu Komutanı Fahrettin Altayların, ölüme gülerek giden binlerce

neferin, kadını, erkeği ve çocuğuyla topyekûn bir halkın özgür bir ulus olma azminin

ete kemiğe büründüğü andır 102 yıl öncenin o puslu Ağustos sabahı.

Bu anın değerini anlamak için; Düzenli Ordunun hangi güçlükler aşılarak

kurulduğunu, 1. ve 2. İnönü Zaferlerinin anlamını bilmek gerekir. Bursa’nın işgali

üzerine Büyük Millet Meclisi kürsüsüne örtülen Puşide-i Siyah’ı bilmek gerekir.

Kütahya, Eskişehir muharebelerinde Orduyu 100 kilometre geri çekmenin nedenini,

emperyalist işbirlikçisi Saray talimatı ve İngiliz altınlarıyla çıkarılan onlarca isyanı

bastırmak için cephelerden birlik çekmek zorunda kalmanın yarattığı güçlükleri bilmek

gerekir. Kuvayı İnzibatiye alçaklığını, milletin tepesine İngiliz uçaklarından yağdırılan

ve “Yunan Ordusu Halife Ordusudur…” diyen Padişah tuğralı zillet mektuplarını,

İngilizlerin kurdurduğu Teali-i İslâm Cemiyeti’nin İskilipli Atıf haini imzalı Milli

Mücadele düşmanı bildirilerini, Vahdettin’in, Damat Ferit’in, Ali Kemal’in utanmadan

Rahip Frew kuyruğunda üye oldukları İngiliz Muhipleri Cemiyeti şerefsizliğini,

Mustafa Kemal ve yol arkadaşlarının boyunlarına idam fermanı geçirme alçaklığını

bilmek gerekir. Polatlı’dan başlayarak Sakarya Meydan Muharebesi coğrafyasını adım

adım dolaşırken dünya savaş literatüründe yeni bir sayfa açan “Hattı müdafaa yoktur,

sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın

kanıyla ıslanmadıkça terk edilemez!” emri kulaklarında çınlayanlardır ancak bu

vatanın ekmeğini, suyunu hak edenler. 22 gün 22 gece kıpkırmızı akan Sakarya’yı

yüreği pır pır duyumsayan, Dumlupınar şehitliğinde gördüğü 8 yaşındaki şehit 1914

Bozkır doğumlu Ömer oğlu Hüsnü’nün kısacık gömüt kitabesini okurken boğazı

düğümlenen, dudakları titreyen, gözleri nemlenenlerdir ancak aziz şehit ve

gazilerimizin canları ve kanlarıyla vatan ettikleri bu toprağın ekmeğini, suyunu hak

edenler. Unutulmamalıdır !

26 Ağustos 1922 sabahı başlayan Büyük Taarruz’dan851 yıl önce, 1071 yılının

26 Ağustos günü de Malazgirt Ovası’nda Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın Bizans

İmparatoru Romen Diyojen’i yenilgiye uğratarak Anadolu’da Türk hâkimiyetini

başlattığı bir başka büyük savaş yaşanmıştı. Bazı kendini bilmezler, bu iki savaşı

yarıştırıp Büyük Taarruz’u önemsizleştirmeye çabalıyorlar. Kocatepe olmasaydı

kutlanacak bir Malazgirt Zaferi’nin de, tören düzenleyecek bağımsız bir devletin de,

 

kutlayacak özgür bir ulusun da olmayacağını anlamaktan aciz bu zavallılar; Batı

emperyalizminin hedefinin Anadolu Türkünü Malazgirt öncesine atmak olduğunu

bilmezden gelerek insanımızın bilincini zehirleme gayretindeler. Ne utanç verici

cehalet, ne büyük aymazlık, ne tarifsiz sapkınlık !

26 Ağustos 1922; Anadolu Türk’ünün Malazgirt öncesine sürülmeyi reddinin

olduğu kadar, çağ atlama ve muasır medeniyet seviyesini aşma azim ve kararının da

dünyaya ilanıdır.

Türk Ulusu; Mustafa Kemal Paşa komutasında Büyük Taarruz ile neyi başardığını

hiç aklından çıkarmadan bütün emperyal saldırıları defedecek, bütün tuzakları

bozacak, işbirlikçilerin bütün ihanetlerini aşacak, Kemalizm pusulasıyla Yeniden

Atatürk Cumhuriyeti’ne mutlaka ulaşacaktır.

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak Büyük Taarruz’ un 102. yılında Mustafa

Kemal Atatürk’ü, Kuvayı Milliye kahramanlarını ve Kemalist Devrim kadrolarını

minnetle, şükranla anıyor, şehit ve gazilerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla

eğiliyoruz.” İfadelerini kullandı.


Cumartesi 29.7 ° / 20 °
Pazar 30.5 ° / 19.8 °
Pazartesi 31 ° / 20.2 °